Tek Çocuklu Ailelere Öneriler

Çağımızda köyden kente gerçekleşen demografik hareket sonucu geniş aileler tükenme noktasına gelmiş buna karşın çekirdek aile sayısında gözle görünür bir artış meydana gelmiştir.

Ayrıca kent yaşantısının gerekleri çalışan annelerin sayısını da artırmıştır. Çiftler kent yaşantısının getirdiği koşuşturmaca ve iş yoğunluğu nedenleri ile birden fazla çocuğa yeterli ilgi ve alakayı gösterememe ekonomik olarak ikinci ya da üçüncü çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamama endişesine kapılmışlardır. Meydana gelen bu endişe tek çocuklu ailelerin yaygınlaşmasına da neden olmuştur.

Tek ve biricik çocuğunu yetiştirken özenli olma kaygısı taşıyan ebeveynler aşırı koruma ve kollama gayretine kapılmışlardır. Ayrıca çocuklarının daha özgür daha sorumlu, zorluklar karşısında daha dik durabilen fertler olarak yetişmesini istedikleri için çocuğun sınırlarını kaldırarak bütün bunları başarabilceklerine inanmışlardır. Bu nedenle ailenin tek çocuğu olan fertler sürekli ayrıcalık beklentisi içine girmektedirler.

Ailesine tüm isteklerini yaptıran bu çocuklar başka çocuklarla oynamayı arzuladıklarında sessiz, pasif, çekingen ve utangaç olmaktadırlar. Diğer çocuklarla iletişim kurmakta güçlük çektikleri için sorunlarını çözememekte ve bu nedenle anne babalarına ihtiyaç duymaktadırlar.

Ailenin tek çocuğu olan bu çocuklar diğer çocuklarla iletişim kuramadıkları için sürekli olarak ailede yetişkinlerle olmak durumunda kalmaktadırlar. Bu durum bu çocukların iletişim kurma ve temel güven duygusunun gelişmesine engel olmaktadır. Ya da bu çocukların her gittikleri ortamda ailelerinden getirdikleri alışkanlıklar gereği ayrıcalıklar istemeleri vb. olumsuz davranışlar geliştirdkleri gözlenmiştir.

Bu çocukların istekleri anında yerine getirildiği için, bu çocuklar doyumsuz, sınırsız, paylaşmayı bilmeyen ve bencil fertler olabilmektedirler.
Bu bağlamda tek çocuklu ailelerin aşağıda belirtilen ana husuları göz önüne almaları önerilir.

  • Yaşlarına uygun kurallar koyulmalı, bu kurallar kararlılıkla uygulanmalıdır.

  • Çocuğun her istediği anında karşılanmamalıdır.

  • Özellikle üç yaşından sonra yaşıtları veya başka çocuklarla bir arada olmaları sağlanmalıdır.

  • Kreşe, anaokuluna gitmeleri sağlamalıdır. İmkan yok ise çocuğu olan ailelerle sık sık bir araya gelinmelidir.

  • Çocuğa söz hakkı verilmeli ama tüm kararları ona bırakılmamalıdır. Uygun seçenekler sunulmalı, bu seçeneklerden birini seçmeleri sağlanmalıdır.

  • Giyinme, soyunma, temizlik, yeme vb. her türlü öz bakımını kendisinin yapmasına imkan verilmelidir.

  • Aile içinde yetişkin bir birey muamelesi yapılmamalı ve çocuk olduğu hissettirilmelidir.